Bildiğiniz gibi Eskişehir'i bugünkü durumuna getiren, marka/ odak kent yapan efsane başkan Yılmaz Büyükerşen...
Şehrin 2000 yılından önceki durumunu hatırlayacaksınız.
Görev yapan memurların; bozkırından, kuru ayazından, b...klu Porsuk Çayından illallah ettiği, kaçmak için tayin istediği bir şehirdi Eskişehir...
Çeyrek yüzyılda öyle bir değişim / dönüşüm yaşadı ki Eskişehir.
Şimdilerde, ülkemizin en önemli turizm destinasyonlarından biri haline geldi.
Bırakın ülkeyi, dış kaynaklı haberlere, anketlere bile konu edilip, ülkemizin en güzel, örnek bir kaç şehrinden biri olarak gösteriliyor.
Nasıl başardı peki bunu Eskişehir...
1999'da Eskişehirli bir arkadaşım birkaç günlüğüne beni Eskişehir'de misafir ettiğinde çorak bir Anadolu kasabası görünümünüdeydi Eskişehir...
Aynen bizim gibi geçilip gidilen bir şehir...
Şehrin çehresi, Prof. Yılmaz Büyükerşen’in Belediye Başkanı seçilmesi ile birlikte mucizevi şekilde değişti.
Porsuk Nehrinin çevresi, içinden akarsu geçen şehirlerde olduğu gibi, şehri güzelleştiren, canlandıran etkinlikler ve mekanlarla dolmaya başladı.
Porsuk üzerinde Venedik misali gondollar dolaşmaya başladı.
Sonrasında Sanatla/ kültürle yoğruldu adeta şehir...
Parklar, müzeler, sokak sağlıklaştırma çalışmaları derken, bugün Eskişehir bir cazibe merkezi haline geldi.
Bugün, her yıl yüz binlerce yerli ve yabancı turistin uğrak noktası Eskişehir.
Her kentin durumu, kendine özgü elbet...
Ama, Eskişehir'in başladığı noktadan çok daha iyi durumdayız.
Bizde eksik olan, benim "Sevgisizlik, ilgisizlik, bilgisizlik ve iş bitirememezlik" şeklinde yaptığım dörtlü sınıflandırma...
Bizde eksik olan, zihni bir dönüşüme bir türlü hazır olamamamız.
Cennet gibi bir şehirde yaşıyoruz oysa...
Potansiyeli her alanda inanılmaz fazla olan bir şehrimiz var.
Eksiklik, bunu bir türlü hayata geçiremiyor oluşumuz...
Sosyolojik olarak, gruplar/ toplumlar için toplumsal hareket ve değişimler çok önemlidir.
Ne yazık ki bunu şehrimizde hayata geçirebilecek bir dinamizm yok.
Şehri yönetenlerin bu noktada önce şehrin merkezinin Altıeylül ve Karesi olan Balıkesir şehir merkezi olduğunu içselleştirmesi gerekiyor.
Balıkesir, "Balıkesir'dir" en nihayetinde...
Planlama ve uygulamayı bu doğrultuda yapması gerekiyor şehri yönetenlerin...
Örneğin; 6 bin merkez nüfusu olan İvrindi ile 300 binden fazla nufusu olan şehir merkezine aynı muameleyi yapmamak gerekir.
Ezcümle İvrindi'ye bir tane yapılan herhangi bir projeyi şehrin merkezinde uygun sayıda ve noktada yapmak şart...
Balıkesir, ilinin lokomotifi Balıkesir şehir merkezidir.
Balıkesir şehir merkezi gelişmeden, güzelleşmeden, ilin geneli de gelişemez.
Zaman hızla akıp gidiyor.
Bakın bir yıl ne olduğunu anlamadan geçti bile...
"Nasıl olsa, önümüzde çok zaman var." demek 5 yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçince, şaşkın şaşkın etrafa bakmayı doğurur maazallah...
Sadece konuşulup, genellikle az iş yapılan bir şehirde yaşıyoruz ne yazık ki...
Dünkü, "Kadınlar Günü" etkinliğinden sonra, şahit olduğum konuşmalar bir kez daha çok çarpıcı şekilde hatırlattı bana bunu...
Gazeteci, belediyeci, parti yöneticisi bir grupla lafladık biraz...
Ne yazık ki hep geçmişte yaşıyor şehrimiz...
Oysa; artık bugüne, yarına odaklanmamız gerek...
Falan başkan, filanca başkan söylemlerini bırakıp günümüze gelmek gerek şimdi...
Ben şunu söylemiştim, bunu önermiştim dönemi geride kaldı artık...
Ahmet Akın, artık "sıfırdan ve özgün" projeler ortaya koyup, hayata geçirmeye başlamalı artık...
Bir müddet sonra herşey unutulur gider; iş, yapılıp yapılmayana kalır.
Geçenlerde vatandaşla Ahmet Akın'ın iş ve icraatları hakkında röportajlar yapıldı.
Ahmet Akın'ı beğendiğini söyleyenler, hangi projeler deyince cevap veremediler ne yazık ki...
Yapılan, çoğu iş de, "belediyede devamlılık esastır." prensibi gereği önceki dönemden kalıp devam eden işler, On On Kafe gibi...
Şu anda "Halk Lokantası" gibi o da parti'nin bir çok belediyede uyguladığı proje var yeni gibi algılanan...
Ahmet Akın'ın bir an önce, artık Balıkesir'i bilen üst yönetim kadrosuna son şekli verip hızla "sıfırdan ve özgün" projelere başlaması gerek...
Eskişehir örneği ortada...
Ahmet Akın'a hala büyük bir destek de var.
Akın'ın " Balıkesir'in Büyükerşen'i" olmaması için hiçbir sebep yok.
Ancak; iyi, çalışkan, üretken ve Balıkesir'i bilen bir kadro şart.
Eskişehir gibi iyi örneklerden bir an önce faydalanmak gerek...
Akın'ın bu noktada açık, şeffaf şekilde büyük projeler de ortaya koyması gerek...
Şehri, sadece birkaç cılız kültür sanat etkinliği kesmez.
Bu şehrin, Eskişehir olması için Müzeler, fuar merkezi, parklar, yeni ulaşım ve trafik çözümleri, altyapı yatırımları vb. gibi büyük işlere de ihtiyacı var.
Şehircilik çözümleri biraz sancılı olur.
"Herkesi memnun etmeye çalışan, hiç kimseyi memnun edemez."