İsimleri değişse de sonucun bir türlü değişmediği , değişemediği bu canııım ülkem ve Türk halkının gözleri daha nelere tanıklık edecek ? Kaygı ve korku içerisindeyim !
İnsanlığın geldiği noktaya mı yanalım ? Kanunların yetersizliğine mi ? Yoksa yetersiz kanunlarımızın yetersiz yürütme merciilerine mi?
Her yeni gün başka bir dehşete uyandığımız şu günlerde , gencecik bir fidan daha ellerimizden kayıp gitti.
Ümraniye'de görevi başında bir memur , 19 yaşında bir suç makinesi tarafından katledildi.
Şerefli ,Türk emniyet güçlerine mensup, mesleğinde civan bir polis memuru , vatanı için mesleği için haysiyetsiz bir kurşuna kurban gitti.
"On dokuzz yaşında" 26 kez yakalanıp salıverilmiş bir suç makinesi !
Çok soru var sorulacak...
Bu genç nasıl bu hale geldi ?
Bu kadar zaman neden tutuklanmadı ?
Geciken adalet adaletmidir ?
Ailenin katkısı / eksiklikleri ?
Eği ti le me miş lik ?
Şimdi soru şu; bu olaya hangi açıdan bakalım?
Suçlulara mı , ihmallere mi , Türk aile yapısının yozlaşmasından , ebeveynlerin cehaletinden yada vurdum duymazlığından mutevellit şu yaşında (bildiğimiz) 26 ayrı suça bulaşmış Yunus Emre Geçit'in bu hale nasıl geldiğine mi bakalım ?
Yoksa dünyanın çivisi çıkmış diyerek iki gün konuşup bu hadiseyide mi unutalım ?
Memleketimin büyük sorunları var ! Çok çok büyük !
Geçim , ( içi boş ) eğitim , bireysel cehalet , vicdani ve insani bir sürü değerden sıyrılmış yada nasiplenememiş olarak yetişmek , adalet "sizlik" ve dahi niceleri....
Neresinden tutalım da yerine koyalım ? Hangi eksiği adam edelim ? Hangi güçle , kalplerimize merhamet ekleyelim de , yitip giden Münevver, Özgecan, Narin , Sıla , Aybüke , Şeyda ve nice isimsiz sayısız çocuk kadın ve de hayvanı koruyalım ...
Yada , her yeni gün hangi mercii , neyi lanetleyelimde , "ahhh o eski günler , o zamanlar kapımızı kilitlemeden yatardık " zamanlarına geri dönebilelim !
Kimi kime şikayet edelim de , bu lanetlemelere doyamadığımız yamuk yanlarımız doğrulsun ?
Konuşacak şey çok da !
Sussan gönül razı değil , konuşsan tesiri yok minvalinde takılı kaldım...